Ben Elif Şafak'ın yeni romanını beklerken ve bir yandan özenirken roman yazmak için seçtiği yola; yabancı bir memlekette belki bir trende gelen esinlere kendini öylece koyverme haline; gitmeye, yaratmaya ve yenilenmeye... Sevgili Elif Şafak bir "kısa yazılar" kitabıyla çıktı karşıma ve düşüverdi birden kalbime...
İçlerinden bir yazı bu serüveni açıklıyor belki de en özet haliyle ve kendini yakın hissetmekten alıkoyamıyor naçizane bendeniz de... Öyle ki; bende de olan öz bir parçayı deşifre ediyor adeta "Huzursuz Ruh" adını verdiği yazısıyla.
"Sonsuza değin verilen yeminlerde bir sahtelik var. Hiç bozulmamak üzere kurulu düzenlerde bir tahakküm var. Hiç değişmediğini iddia eden ve bununla gurur duyan insanlarda bir hamlık, çiğlik, pişmemişlik var. İnsan ki eşrefi mahlukattır, içindeki semavi özü keşfetmekle yükümlüdür. Çıkacaksın yollara, kendine doğru git gidebildiğin kadar. Keşif boynumuzun borcudur. Kendimizi keşfetmek, aşkı keşfetmek, dünyayı keşfetmek, ötesini keşfetmek"...
"Çakılı kalmamak sırf alışkanlıklardan ötürü demir attığın koylara. Çıkmak oralardan, geçmek dalgakıranların beri tarafına, bilmediğin memleketlere varmak, tatmadığın yemekler yemek, sözlerini anlamadığın şarkılarla içlenmek, risk almak, dağılmak ve parçalanmak ve hasret çekmek buram buram, gurbetin tadına bakmak ve kendini yabancının gözünden görmek, şaşırmak yeniden, şaşırmak bir çocuk gibi dünyanın hallerine, çeşitliliğine, güzelliğine, acımasızlıklarına... şaşırmak ölene kadar... şaşırma kabiliyetini hiç yitirmemek...
Ne kadar güzel anlatıyor değil mi...?
Bir de tek başına tatile çıkmak fikri var ki, insanların genelinde ayıplama ve alınma duygusu uyandıran...
"Hem belki seneye tek başına çıkarsın tatile, kocan ve çocuklarınla değil; kendi kendinle. Sevmediğinden değil aileni, kendini özlediğinden. Şöyle bir kendinle sohbet etmeyeli çok zaman geçtiğinden. Yalnızlık içsel bir hazine olduğundan. Kaçılacak bir sosyal kusur değil".
Belki de herşeyde biraz ezber var değil mi..? Her sıfatı bir etiket, her farklılığı bir kusur sanan kollektif bir zihniyet...
Peki ya gökkuşağı... ya o da tek renk olsaydı... ya da baskın renk olan maviye takılsaydı...
"Huzursuz Ruh" Devamını oku