14 Eylül 2010 Salı

MEMENTO!

Rakı & Balık & Kalabalık (Kuruçeşme)

Vitrin mankeni Küçük Alper (İstinye Park)

İstiklal bir göklerde, bir de Taksim'dedir...!

Yeni-doğan kalmak zor belki ama yeni-bakan kalsak ya hep hayata... (Ortaköy)

Bulutlu bir günde sıcak bir kahve... (Türk Kahvesi-Körfez)

Tarkan Konseri (Cemil Topuzlu)

İç güdülerimin realiteye dönüştüğü, deney-imim netice verdiği, aradığımı bulduğum masa... (Assos)

Parçalı bulutlu (Büyük ada)

Bunlar fotoğraflar. Yaptığım yorumlar ise gönül gözümün kadrajına takılanlar. Peki onlar fotoğrafta neden yoklar? Çünkü onlar içteki karanlık odada saklanırlar. Herkesin bir karanlık odası vardır. Bu yüzden her fotoğrafın anısı kalplerde farklıdır. Zaten fotoğraf bu yüzden bir hatırlatmadır; o tarihteki hislere yapılan bir atıftır.
Hafıza ile hatırlarız. Fakat hafıza da yanıltabilir. Hafıza, aynı fotoğraf gibi gördüğünü kaydeder. Baktığın lens ne kadar görüyorsa, çekilen fotoğraf da o kadar zengin olur. Tıpkı bakan gözlerde olduğu gibi; bakış açısı genişliği... Evet, hafıza gerçek değildir. Fakat herkes kendi hafızasını yaşar; bu bir gerçektir. İnandığın şey senin gerçeğindir. Yaşamak için yaptığın seçimdir doğru; fakat inandığından başka bir şeyi yaşamak için bir seçeneğin de yoktur zaten; yeniden inanmaktan başka...
Fotoğraf ile hafıza birbirine benzer. Fotoğraf kurgudur yeni bakan gözler için... Hafıza ise içerdeki gözün bir kurgusudur... Her ikisi de yanıltıcı olabilir. Nedir gerçek olan peki ..? Büyük harfle: DOĞA..! Onun da hafızası var ama en azından anlamak daha kolay... Doğaya yakın durdukça, doğala yakın oldukça daha çok var olacaksın, bu da bir gerçek.
Peki bunları anlatan kim ki ..?
Hayatı anlamaya çalışan bir fani...!
E anlattıkları ne kadar gerçek olabilir o zaman...?
Orası meçhul... Ama inanırsan senin de gerçeğin olur abi...
PS: Yukarıda aktarılan görüntü ve mesajlar, yazarın buğulu merceğinin ardına düşen çözültülerdir ve gerçek hayattan alıntılardır. Fakat gerçek hayat dediğiniz de kimi zaman bir yalandır. Bu sebeple yazarın naçiz tavsiyesi, ne hikayeye, ne de gerçek hayata inanmanızdır. Pusulanız içinizdeki minik kıpırtı olmalıdır. Onun ise belirgin bir yönü yoktur; kişiden kişiye değişebilmekte, hatta bir hayat diliminde bir insanda farklı zamanlarda farklı yönleri gösterebilmektedir.
JUST BELİEVE...! ;)

Hiç yorum yok: