10 Ekim 2010 Pazar

FİNGER CROSSED!



Hareket zamanı...Durma tempo! Kalbimin köşeciğine birşeyler düştüğünden beri, birşeyler var etmek için kendini kıpırdanıyor, yer açmaya çalışıyor kendine bu kurulu düzende... benim gibi her şeyi türlü olasılık hesaplarıyla önceden düşünen birisi için sıkıntı yaratıcı da olabiliyor haliyle.. hakikaten bazen ben bile şaşırıyorum kendime; nasıl oluyor da bir yandan kendini böyle bırakıveriyor bilinmeyenin insaflı ellerine; bir yanda da sıkıştırıyor kendini türlü alacakaranlık hikayeleriyle.

Bir elinde özgürlük anıtı, bir elinde mengene...! Bir yanıyla Heman, bir yanıyla Ürkek. Tam bir tezatlar ülkesi...

Sadede gelelim.. Bu ara koşturuyorum, çalışıyorum, deneyler yapıyorum ve bol bol aynaya bakıyorum. Gelecek kumbarasına minik paralar atıyorum. Biriktiriyorum, birikiyorum.

Seviyorum...

PS1: Yukarıda anlatılan eylemler hem mecaz, hem de gerçek anlamlarında kullanılmışlarıdır. Kinaye sanatı :)

Bakalım resim nasıl çıkacak..?

FİNGER CROSSED!

PS2: Sanırım bu komik fotoğrafın çekildiği tarihti. Blackberry telefonumu beyninden yere düşürdüm; hala serviste... Aynı gün eve yakın bir mesafede düştüm. Tersinden bir gündü; az hasarla noktalandı. O gün bugün uzak kaldım yazıdan; uzak kaldıkça büyüdü büyüdü ve koca bir suçluluk dalgası oldu içimde çalkalanan. Suçlandıkça eylemsizleştim; eylemsizleştikçe daha da bir atalet çöktü.

Tam da böyle olmaz mı gerçekten. Bence bu bir karabasan çeşidi olmalı, gündüz görülen cinsinden. Benimki bunun başlangıcıydı diyelim. Fakaat, karabasanlara fırsat vermeden şeytanın bacağını kıralım ve olabilecek bütün gücü toplayıp bir celsede uyanalım, derim ben.

Tatlı düşler olsun herkese...!

Hiç yorum yok: