24 Eylül 2010 Cuma

CİNEMA CİNEMA

Bu filme söylecek söz ya çok ya da yok. Dün gece izledim ve bugün bütün gün aklımdan çıkmadı. Çok etkileyici. Varoluş, kuantum, seçimler ve tabii ki aşk...

"Hayat bir oyun bahçesidir; ancak ancak öyle tadı çıkabilir."

"Seçim olmadığı sürece sınırsız olasılıklar denizinde yüzersin."

"Çocuk, seçimlerin sonucunu bilemediği için karar vermekte zorlanır. Fakat seçimlerinin sonucunu bildiğinde artık seçim yapamaz."

"Yanlış seçim yoktur; yanlış yollar da."

"Olayların ve nesnelerin karşına farklı biçimlerde ve zamanlarda ortaya çıkması, onların senin için olan anlamını değiştirmez" (Adamın farklı seçimlerde karşılaştığı aynı kişilerle olan duygusal bağı)

Garip bir kadercilik de vardı sanki; senin gentik şifrenle yarattığın kişilerin hayatına bir şekilde girmesi gibi... öyle ya da böyle... şu veya bu şekilde... her seçimde, her yolda...

Herşeyin olacağına vardığı gibi...

Yukarıdakiler, aklımda unutmayayım diye aktardığım peşi sıra deyişlerdi. Fakat filmin etkileyiciliği sadece bu deyişler etrafındaki felsefesi değildi. Çok duyguluydu film aynı zamanda.. ya da içinde gerçek aşk'tan vardı; ki bu bile yeterliydi.

İzleyin ve şevklendirin kendinizi, düşüncelere dalın gitsin....

MY NEIGHBOUR'S YAMADAS. Isao Takahata'dan. Komik ve çok eglenceli. Japonlarla aile yapımızın ne kadar benzediğinin bir çizgi örneği. Miyazaki'nin enfes kolleksiyonunu bitirenler, bir de bu tattan deneyin ve kaçırmayııııııınnn ;)




ONLY YESTERDAY. İçinizi ısıtacak sımsıcak bir animasyon. Yönetmen aynı. Bana göre tam da yormadan, sormadan, yatak öncesi keyfi :)

"CİNEMA CİNEMA" Devamını oku

21 Eylül 2010 Salı



Burası benim apartman girişim.. Bu da sıradan bir kablo tv kutucuğu..

Peki ya onun üzerindeki..?

Bir kumru :)) yuva yapmış..

Artık apartmana her giriş çıkışımda bu haneyi dikizliyor ve kapıyı daha yavaşça örtüyorum..

Bir yandan da kendime sorup duruyorum, bu kumrucuğun eşi nerde diye.. Çünkü bilenler bilir, kumrular hep çift olarak dolaşırlar. Hatta çifte kumrular deyimi de buradan gelmiş diye düşündüm şimdi. Velhasıl bi düşünün, bu kumral kuşlar ne tek tek, ne de diğer kuşlar gibi sürüyle dolaşırlar. Onlar hep 2 kişi. Doğuştan evli kuşlar :)) Peki bu kuş niye tek o zaman? Boşanmış mı ? :p

Bir Dilek: Allah herkese gönlünün eşi ile (bir)leşmeyi nasip etsin...

PS: (ev)lenmek'ten ziyade (bir)leşmek sözcüğü daha güzel. Kurumun bakış açısına bir kere daha dikkat çekmek istiyorum yalnız: Ev!!! Ne maddiyatçı ve gösteriş meraklısı :)) Oysa (bir)leşmek öyle mi... Özünde aşk var arkadaş...

" " Devamını oku

14 Eylül 2010 Salı

MEMENTO!

Rakı & Balık & Kalabalık (Kuruçeşme)

Vitrin mankeni Küçük Alper (İstinye Park)

İstiklal bir göklerde, bir de Taksim'dedir...!

Yeni-doğan kalmak zor belki ama yeni-bakan kalsak ya hep hayata... (Ortaköy)

Bulutlu bir günde sıcak bir kahve... (Türk Kahvesi-Körfez)

Tarkan Konseri (Cemil Topuzlu)

İç güdülerimin realiteye dönüştüğü, deney-imim netice verdiği, aradığımı bulduğum masa... (Assos)

Parçalı bulutlu (Büyük ada)

Bunlar fotoğraflar. Yaptığım yorumlar ise gönül gözümün kadrajına takılanlar. Peki onlar fotoğrafta neden yoklar? Çünkü onlar içteki karanlık odada saklanırlar. Herkesin bir karanlık odası vardır. Bu yüzden her fotoğrafın anısı kalplerde farklıdır. Zaten fotoğraf bu yüzden bir hatırlatmadır; o tarihteki hislere yapılan bir atıftır.
Hafıza ile hatırlarız. Fakat hafıza da yanıltabilir. Hafıza, aynı fotoğraf gibi gördüğünü kaydeder. Baktığın lens ne kadar görüyorsa, çekilen fotoğraf da o kadar zengin olur. Tıpkı bakan gözlerde olduğu gibi; bakış açısı genişliği... Evet, hafıza gerçek değildir. Fakat herkes kendi hafızasını yaşar; bu bir gerçektir. İnandığın şey senin gerçeğindir. Yaşamak için yaptığın seçimdir doğru; fakat inandığından başka bir şeyi yaşamak için bir seçeneğin de yoktur zaten; yeniden inanmaktan başka...
Fotoğraf ile hafıza birbirine benzer. Fotoğraf kurgudur yeni bakan gözler için... Hafıza ise içerdeki gözün bir kurgusudur... Her ikisi de yanıltıcı olabilir. Nedir gerçek olan peki ..? Büyük harfle: DOĞA..! Onun da hafızası var ama en azından anlamak daha kolay... Doğaya yakın durdukça, doğala yakın oldukça daha çok var olacaksın, bu da bir gerçek.
Peki bunları anlatan kim ki ..?
Hayatı anlamaya çalışan bir fani...!
E anlattıkları ne kadar gerçek olabilir o zaman...?
Orası meçhul... Ama inanırsan senin de gerçeğin olur abi...
PS: Yukarıda aktarılan görüntü ve mesajlar, yazarın buğulu merceğinin ardına düşen çözültülerdir ve gerçek hayattan alıntılardır. Fakat gerçek hayat dediğiniz de kimi zaman bir yalandır. Bu sebeple yazarın naçiz tavsiyesi, ne hikayeye, ne de gerçek hayata inanmanızdır. Pusulanız içinizdeki minik kıpırtı olmalıdır. Onun ise belirgin bir yönü yoktur; kişiden kişiye değişebilmekte, hatta bir hayat diliminde bir insanda farklı zamanlarda farklı yönleri gösterebilmektedir.
JUST BELİEVE...! ;)
"MEMENTO!" Devamını oku

12 Eylül 2010 Pazar

Bir Umut'tu...


Bir Oya her şey değişir mi...ydi?
Bir Oya bir şeyler değiştirebilir mi...ydi?
Sonuç: HAYIR!!!
"Bir Umut'tu..." Devamını oku

4 Eylül 2010 Cumartesi

Hayatin Tadi

Genclikte... Hayallerle...

PS: Foto tema: Istanbul'a taze gozlerle bakan 2 tazenin arasinda tazelenmek...
Bu e-posta, Turkcell BlackBerry ile gönderilmiştir.
"Hayatin Tadi" Devamını oku

30 Ağustos 2010 Pazartesi

Assos Antik Kent

Dun aksam uzeri, oren yerindeyiz... Apollon Tapinaginda oldugu gibi buraya da elimizi kolumuzu sallayarak giriyoruz. Kocaman bir antik kentin icindeyiz; ayagimizin altinda kimbilir daha aciga cikmamis ne tarihi anit, cevher var diye dusunurken bir yandan da gozumuzun gorduklerine diledigince dokunabilmek, hatta o taslarin uzerine basabilmek duygusu garip geliyor. Beklemedigimiz, belki de aslinda istemedigimiz bir serbestlik icindeyiz. Fakat tabii ki de bu durumun avantajlarini kullanip tadini sonuna kadar cikariyoruz Idil'le.

Ben adeta yore yollarda rastladigimiz keciler gibiyim, dag kecisi :) spor ayakkabi giymenin verdigi rahatlikla tirmanip duruyor, her bir ayrintiyi bizzat gidip goruyorum. Sahit olduklarim arasinda mezarlar bilhassa ilgimi cekiyor. Uzeri suslu ve fazla bozulmamis, kapakli bir tastan sandik (aslen mezar) goruyorum. Romalilarin oluyu mezara anne karnindaki gibi ve doguya bakacak sekilde yerlestirdiklerini ogreniyorum. "Isik dogudan yukselir" diye mi acaba..?

Sonra yol uzeri tapinagi goruyoruz ve kus bakisi olarak tiyatroyu... Bir kez daha hayran kaliyorum antik caglarda insanlarin yerlestiklere yerlere ve dolayisiyla yerlesme zihniyetlerine... Fotografta gordugunuz gibi enfes bir deniz manzarasi, iklimi, dagin etegindeki konumu vb. (Hatta bazi antik kentlerde evlerin pencerelerin guneye bakacak ve birbirinin onunu kesmeyecek sekilde insa edildikleri bilinmekte)

Devam ediyoruz; daha dogrusu devam etmek istiyoruz fakat kus bakisi gordugumuz antik tiyatroya ulastiracak bir yolun olmadigini fark ediyoruz. Kendi kendimize taslarin, dikenlerin ve turlu calilarin arasindan dolambacli bir yol tutturup asagi inmeyi basariyoruz. Inmeye yakin Jean Marine bizi sozde kurtarmaya geliyor. Fakat bu deli sacmasi macera bana keyif veriyor.

Gordugunuz uzere tiyatrodayim; evet o nokta benim :) merdivenleri tirmanip eko testi yapiyorum; klasik. Hep soyluyorum ya bazi kliseler guzeldir diye, iste bu da onlardan ;) Ayrica klasikler de olmez kanimca...

Oradan Behramkale'ye geciyoruz; muzedeki amca tepeye ulastigimiz o saniye muze girisini kapatiyor; bu durumu ibretle izliyoruz...

Birkac hediyelik esya bakip (magnet almak degismez bir kaidedir; bu da bir klasiktir.) Donuyoruz.

PS1: Antik kentte ucurumun kenarinda buyumus bir incir agaci gorunce hevesleniyoruz. Dalindan incir koparip yemenin tadini (bu yaz bu zevki bol bol tatsam da) bir kez daha aliyoruz.

PS2: Kim bu insanlarin yanindaki, sorusunun cevabini yakinda verecegim.

Bu e-posta, Turkcell BlackBerry ile gönderilmiştir.

"Assos Antik Kent" Devamını oku

Sabah sabah

Bu kopekcik az once yukaridan yanima atladi, yuregimi hop ettirdi. Sonra kostu denize girdi, kendi kendine yuzdu. Cikti biraz beni kokladi, biraz da kendini sevdirdi. Gitti...

Denizde kimsecikler yok.. Yuzuyorum..
Bu e-posta, Turkcell BlackBerry ile gönderilmiştir.
"Sabah sabah" Devamını oku